26 Haziran 2008 Perşembe

Yalnız, Güzel ve Gönüllerin Şampiyonu Türkiye

Herşeyden önce; keyfini çıkarın... hepimizin torunlarımıza anlatacağı muhteşem bir hikayesi var artık.. inatla, gururla, azimle işlenmiş bir inanç öyküsü... bu turnuva biz olmasak çok renksiz, çok vasat ve heyecansız bir turnuva olurdu.. Bu nedenledir ki tüm 3. dünya ülkeleri, arjantin, brezilya, asya kıtası bu turnuvada bizler kadar Türkiye'li oldular.. Bizler kadar kenetlendiler bu takımla. Platini'nin yüzünden okunan kıskançlığın, attığımız her golden sonra asılan suratının şifresi; Ab ülkesi olmayan bir ülkenin, hep dışarda tutulan mahallenin kötü çocuğunun , mahalle maçının tüm kurallarını yer ile yeksan ederek, topun sahibi olan şişman zengin çocuklarını çalıma dizerek birbir evlerine göndermesinin alt metinlerinde okunmalı...
Futbolu hakkını sonuna kadar vererek, taraflı tarafsız bu oyunla ilgili olan herkesin ayakta alkışladığı bir ulusal takıma sahip olmak muhteşem bir duyguymuş, bunu bize yaşatan tüm oyuncularımızın , teknik ekibimizin, bu işe emek veren malzemecisinden , çaycısına kadar, takımın otobüsünü kullanan şöföre dek hepsinin adını kocaman harflerle, hiç çıkmamak üzere kalbimize kazıdık.. Dün akşam dünya futbolunun en büyük ekollerinden birisini, bunca sakatlık ve eksiğe karşın adeta sahadan silercesine sergilediğimiz futbol, 90. dakikada yediğimiz golle 3-2 kaybederek kaçırdığımız final hatta avrupa şampiyonluğundan bile daha önemlidir.. Bu istikrarı koruyabilirsek elbet o kupalarıda kazanacağız yeterki hep böyle ol Türkiye, hep özlem dolu, hep tutkulu, dirençli...
Çocukluğumuz da ve dahi büyüklüğümüzde -Linerker'ın- söylemesine gerek olmadan bizlerde biliyorduk ki, finaller Almanya için oynanır ve sonunda hep onlar kazanırdı.. Bir zamanlar karşılarına çıkmamızın bile hayal olduğu bir takımı dün kendi sahasına hapsedip, adeta sahadan silmek,çok çok önemli bir dönüm noktasıdır.. üzerinden kaç yıl geçerse geçsin tekrar tekrar izlenip ayakta alkışlanacak bir oyunla hatırlanacaktır ulusal takımımız..çok açık şekilde, gururla söylememiz lazım biz bu turnuvaya damga vurduk.. Dün akşam Türk milli takımı; özgüvenini, kişiliğini, karakterini,duruşunu yeniden kazanmıştır.. Ülke futbolu yeni bir sürece girmiştir artık.. Hedefler yükselmiştir ve artık hiç düşmeyecektir.. Türk futbolu dün akşam mantık devrimini gerçekleştirmiştir.. Zihinsel olarak ışık hızı boyutunda çağ atlamıştır Türk futbolu..Ulusal takım dün akşam; Halkıyla barışmış, yeniden herkesin milli takımı olmuş, hep özendiğimiz keşke bizimde böyle bir takımımız olsa sayıklamalarıyla andığımız, avrupanın ekol takımlarını geride bırakmış, hepimize gurur, mutluluk ve gözyaşı armağan etmiştir.. Bu turnuvada futbol oynayan tek takım Türkiye'dir..(birazda Rusya ve İspanya) Geriye kalanlar modern futbolun basmakalıp stratejileri içinde futbol oynama taklidi yapmaktadır.. Ruh olmadan, amatör ruh dediğimiz o duygusal dalgalanmalar olmadan futbol olmaz.. Duygu faktörüyle oynayan tek takım bizdik bu organizasyonda , avrupa şampiyonaları tarihinin hiç kimsenin başaramayacağı geri dönüş serilerini yaşatarak buralara gelen tek takımdı, bizim takım...
Bu takıma ''şans'' faktörüyle ilerliyor diyen, çok engin ve küçük dağları kendilerinin yaratmasının verdiği ego genişliğiyle pervasızca ekranlarda boy gösterip, üç buçuk entellektüelite telaşı, ikibuçukta marjinal olma sevdasına, emekleri, mücadeleyi , alın terini hiçe sayanlar dün akşam avrupa futbolunun yürek devrimini gerçekletirerek,adeta ikinci bir rönesans başlatan bu takım için şimdi ne yazaklar acaba? veya iki satır çiziktirebilecek yüzleri olacak mı?... Çeyrek finali yarı finali bile doyasıya yaşatmadılar bu takımın oyuncularına, teknik ekibine futboldan zevk almayı bilmeyen, futbolu kalbinde yaşamayan bu kitleye yazıklar olsun... Tüm dünya eğlenerek, aşkla, oyunun güzelliğiyle, keyifle bir karnavalı yaşarken bu karnavalın en renkli ve en iyi takımı içerden dışardan sürekli yıpratıldı.. Analarının karnından 50 senedir sistemle, taktik - teknik kurguyla, 4-2-4 3-5-2 vs ile doğmuşçasına her galibiyetmizden sonra tüm dünya bizi ayakta alkışlarken ve Türkiye maçlarını arşivlik olarak nitelendirip maçlardaki heyecandan büyük keyif alırken inadına yer ile yeksan etmeye çalıştılar bu takımı.. tüm o steril kalıpların uzağında, ,adına sistem denilen balon tabirden uzak, futbola tapmamızı sağlayan tarifsiz tutkunun hissettirdiği tüm incelikleri bize yaşatan, oya oya , nakış nakış işleyen bir takımımız var ne mutlu bize diyerek bunu mutluluğunu yaşayarak, işin zevkini sürmek yerine yarı finale kadar durmadan polemik üreten taktik çözümlemeci, analiz manyakları gidip bir finans kurumunda bilanço incelensinler, sayıların futbolda yeri yok..

Hiç yorum yok: