12 Haziran 2008 Perşembe

Euro 2008 - Türkiye vs İsviçre: 2 - 1




Stat: Saint Jakob Park

Hakemler: Lubos Michel, Roman Slysko, Martin Balko (Slovakya)

İsviçre: Benaglio, Lichtsteiner, Müller, Senderos, Magnin, Behrami, Gökhan İnler, Fernandes (Dk. 75 Cabanas), Barnetta (Dk. 66 Vonlanthen), Hakan Yakın (Dk. 85 Gygax), Eren Derdiyok

Türkiye: Volkan, Hamit, Emre Aşık, Servet, Hakan Balta, Gökdeniz (Dk. 46 Semih), Aurelio, Tümer (Dk. 46 Mehmet Topal), Arda, Nihat (Dk. 85 Kazım), Tuncay

Goller: Dk. 32 Hakan Yakın (İsviçre), Dk. 57 Semih, Dk. 90 Arda (Türkiye)

Sarı Kartlar: Dk. 31 Tuncay, Dk. 41 Aurelio, Dk. 48 Hakan Balta (Türkiye), Dk. 55 Eren Derdiyok (İsviçre)

günlerdir provakasyon yapan İsviçre tabloid basınına armağan olsun demek lazım bu galibiyetiçin. Gereksiz bir provokasyon içine giren tabloid isviçre medyasının dümenine bu defa düşmeyerek 2006 dünya kupası elemesindeki hatayı yapmayan ve kazanan teknik ekibimizle futbolcularımızıda alınlarından öperek tebrik etmek, ayakta alkışlamak lazım. Oynayarak, savaşarak, hakederek kazanmak kadar keyiflisi yok. Haka Balta'nın iki defa kana bulanan forması , mücadele gücü ve isteğin yansıması olarak kazınmalı hafızalarımıza.. Biz bu takımdan sadece bunu istiyorduk. Sonuç ne olursa olsun mücadele etmesine, kendisine yakıştığı gibi oynamasını, sahada savaşmasını.. Formalarının haklarını vermelerini.. Gerisi futbolun doğal seyri içerisinde gelişebilir, kazanır veya kaybedersin , yeterki terden sırılsıklam olsun o formalar..
Önemli olan savaşmaktır, oynamaktır,çabalamaktır, inanmaktır.. Dün özellikle kendi kimyamızı bulduğumuz ikinci davrede bunları başardı milli takım.
Yaşanan malum olayların üstüne, 2006 dünya kupasının rövanşının, Euro 2008 turnuvasında kader maçı olarak karşımıza çıkması, futbolun dramatik cilvelerinden birisiydi.. kayberdesek turnuvayı erken kapatacaktık, kazanırsak avrupa şampiyonası bizim için devam edecekti ve ev sahibini kupa dışına itecektik.. Portekiz maçında çok tartışılan kadronun içerisinde,4 değişiklik vardı.. Değişerek gelenlerden ; Gökdeniz ve Tümeradeta döküldü .. Sağanak yağmur başlamadan önce ; topu ayağında tutma becerisi olmayan, teknik kapasite olarak bizim 20 yıl gerimizden bir seviyeyle ilerleyen , tek umudu sert oyun ve uzun toplara dayalı duran toplarla gol bulabilmek olan , ne hikmetse en büyük umudunuda İsviçre pasaportu taşıyan Türk futbolcularına bağlamış olan rakibi, evire çevire yenecek şekilde başlamıştık maça.. Teknik kapasitemiz, hırsımız, ayağa pas yapan kurgumuz ile tam heşey yolunda giderken , göklerden bardakla boşalmaya başladı yağmur.. İsviçre yağmur duasına çıksa ancak bu kadar şanslı olabilirdi.. Zeminin 10 dakika içerisinde Ankara 19 mayıs stadyumuna dönmesini böyle büyük çapta bir turnuva için affedemiyorum.. İklim miklim , çim yapısı gibi bahaneleri kabul etmiyorum. Aynı zemin muhabbeti Türkiye'de olsa ; ''bütün dünyaya rezil olduk'' yaygarası kopmuştu bile.. Sağanak yağmur oyunumuzu bozdu, oynatmamaya çıkan, anti futbol oynayan, sert savunmayla direnç gösterme gayretinde bulunan, teknik kapasitesi sınırlı takımlar için ideal olan havayı iyi kulanana isviçre tek gol atma şansı olan savunma arkasına uzun top sarkıtma stratejisiyle Hakan Yakın'ın ayağından golü bularak devreyi önde kapadı.. İkinci 45. dakikada nihayet kenardaki adam ''Fatih Terim'' olduğunu hatırladı.. Gerçekleri gördü.. İnattan vazgeçti.. Takımı kendi kimyasına bıraktı.. Yerinde, doğru ve zamanında değişikliklerle formula 1 misali yağış karşısında pit stop lastik değişikliğini yaptı.. Semih ligde kazandığı tecrübesini sahaya yansıtıp Arsenal'lı Senderos'a top yüzü göstermezken, Nihat'ın klasını konuşturarak kestiği süper ortaya , oyunu tamda dengelediğimiz ve yağmurun şiddetini azaltarak iklimleri lehimize çevirdiği anda havada asılı kalıp teşekkür etti.. ve boşuna gol kralı olmadığını ispatlamış oldu. Avrupa'nın hatta dünyanın sayılı tekniğe sahip, oyun zekası konusunda eşi benzeri az adamı Arda Turan, Türkiye liginde koskoca bir sezon boyunca yaptığını, Galatasaray'ı şampiyonluğa taşırken dün Euro-2008 çapında bir turnuvadatekrarlayarak rüştünü ispat etti.. Mükemmel çalımlar, hallaç pamuğu gibi kimyası bozularak dağılan rakip savunma, tutulamaya bir Arda.. İlk maçta Arda'nın yedek kalması inanılmaz bir hata hatta gafletti.. Fatih Terim derinden uykudan uyandı.. İsviçre maçınınikinci devresi bir ulusunda bitkisel hayattan çıkarak yeniden yaşamadönmesinin miladıdır.. Arda'nın 90+3 de yazdığı gol , sadece bir maçı değil , ulusal takımın kimliğinide geri getirmiş , çeyrek final yolunu açmıştır.. Çek takımıyla tamam mı? devam mı? sorusuna devam cevabını verebilmek için grubun final maçını oynayacağız.. Tıpkı İsviçre'lilerden olduğu gibi Çeklerdende beceri olarak, bireysel yetenek olarak, teknik olarak daha iyi bir takımız.. Yeterki İsviçre maçının ikinci yarısında zaferi getiren kadroyu, oyun düzenini, taktik ve teknik kurguya bozmayalım, macera aramayalım, takım ruhumuzu kaybetmeyelim.. Önümüz açık ama kendi kendimize rakip olmazsak..

Hiç yorum yok: