S.S.C.B'nin dünya futbolunu sarstığı o efsane yıllara geri dönüş yapyor Rusya demiştik tıpkı Total futbolun yeniden diriliş sürecini başlatan , kendileri için Avrupa'nın futbol rönesansını başlatan takım dediğim Hollanda gibi.. Onlarda bu turnuvada oynadıkları futbolla bir büyük ekolün dönüşünü müjdeliyorlardı.. bir yanda 1 numaralı favori,ölüm grubunun terminatörü Hollanda... Diğer yanda gizli favori olduğunu ısrarla vurguladığımız, İsveç'i sahadan silerek kazandıkları maçın arkasından çeyrek finallerini Nazdıravya nameleriyle tebrik ettiğimiz, Arshavin önderliğindeki sempatik takım Rusya.. Dün akşam ulusal takımımızın bize yaşattığı mutluluğun, coşkunun, Türkiye vs Hırvatistan maçının kalp krizinin eşiğine getiren heyecanının üstüne bu akşam kupada çok beğendiğim bu iki takımın yarı final mücadelesinde unutulmaz bir maç bekliyordum açıkçası.. Rusya açısından işin unutulmaz kısmı gerçek oldu ama İtalya'ya 3, Fransa'ya 4 , Romanya'ya 2 çekerek gol rekoru kırıp kupanın 1 numaralı favorisi haline gelen Portakallar adeta sahada yoktular bu akşam.. Rusya sonuna kadar hakederek, 1. dakikadan uzatmaların son dakikasına kadar üstün oynadığı maçı 3-1 kazanmayı başararak yarı finalist oldu.. Hollanda'nın savunmadaki eksikleri bilinn bir gerçekti ama hücum güçleriyle , bireysel yetenekleriyle ve yaratıcı kurgularıyla bu açığı kapatmayı başarıyorlar, maçların ilk yarım saatinde kurdukları baskı neticesinde attıkları gollerle işi bitiriyorlardı.. Bu gece zayıf halka savunmanın yanına, organize olamayan bir orta saha, çok ağır kalan, pozisyon üretemeyen bir hücum hattı, topu çıkartırken oyun kuramayan ve takımın en önemli avantajı olan yüksek isabetli pas yapabilme kapasitesini sahaya yansıtamayan bir sistem vardı sahada.. Arshavin 120 dakika boyunca, sağdan attı soldan geçti, kanatlardan bindirdi, ara pası yaptı,bir o yana bir bu yana yatırdı durdu Hollanda savunmasını.. 2 saat boyunca durmadan içeri kateden, fuleli deparlarla rakibin savunma kurgusunu yer ile yeksan eden, attığı birbirinden güzel çalımlarla estetik bir görsel şölen sunan ve tüm bunları kapanış golüyle süsleyen bir adam vardı sahada.. Tıpkı İsveç maçında olduğu gibi Arshavin faktörüyle, hakederek , rakibine top yüzü göstermeden kazandı Rusya..
Marco Van Basten için 2006 dünya kupasında yapılan eleştiri yağmuruna , 2008'in kadrosunu hazırlıyor bugünleri bekliyor diyerek göğüs germiştim ama bu gece ; ''nooldu senin Van Basten'e nerde hani Total Futbolun'' diyen arkadaşlara verecek cevap bulamadım ekran başında.. Onlar sordukça rakıyı tazeledik mecbur, Arshavin'in futbol show'unu ayakta alkışlayarak.. Marco Van Basten bir türlü önlem alamadı, yürüyecek hali kalmamış savunmada kurgu değişikliği yapamadı,sahada tel tel dökülen ve gol anına kadar varlık gösteremeyen Van Nistelrooy'un 86. dakikada attığı gole aldandı , çok sabretti çakılı oynayarak katkı sağlayamayan , Rusya'nın önde basarak presle rakibin oyun kurmasını engelleyen stratejisine karşın etkisiz kalan oyuncularına.. Değişiklikler doğru yerde ve doğru zamanda gelmedi..kupanın bu maçına kadar Portakal'ların en iyi oyuncusu olan Wesley Sneijder'in durmadan dağları taşları dövercesine boşuna şut attığı ,başka da hiçbir olumlu işin yapılmadığı bir kurgu vardı Hollanda'da.. Ruslar hem çok pozisyona girdiler hemde rakibe pozisyon vermediler.. Kolodin, Zhirkov, Semak, Zirianov ileri geri durmadan koştular, pas yaptılar, kademeli alan savunmasıyla alan daralttılar, hem oynadılar hem oynatmadılar..Yunanistan ve İsveç maçlarından sonra Ruslar için kaleyi adeta topa tutuyorlar demiştik.. Açıyı buldukları heryerden mesafe tanımaksızın şut atabilen bir takım Rusya..Çift sarı kart nedeniyle yarı finalde oynayamayacak olan Kolodin resmen orta sahadan iki defa yokladı kaleyi ve kıl payı kaçtı tarihe geçecek goller.. Hollanda futbolunu Guss Hiddink kadar iyi bilebilecek bir hoca daha yoktur Avrupa'da..Hiddink kendi ülkesini çok iyi çözmüş, kilit noktaların tamamını kitlemişti.. Maçın daha başlangıç anından itibaren felç oldu Hollanda ve bu duruma karşın elindeki yaratıcı kadroya rağmen hiçbir alternatif üretemedi.. ''Hollanda daima iyi başlar ama sonunu getiremez'' klişesi bir defa daha gerçek oldu.. Maçın berabere bitmesi tamamen şans ve adaletin olmayan futbolun bir sürpriziydi ama uzatmalarda yarım saat boyunca Arshavin show izledik ve Rusya attığı iki golle 3-1 aldı maçı.. 1 numaralı favoriyi 3 golle eleyip evlerine gönderdiler.. Rusya'da ilk golün sahibi Pavlyuchenko turnuvadaki 3. golüne ulaştı.. Arshavin gibi bir adam varken , 13 gol bulsa bile şaşmamak lazım.. Turnuvada onun kadar çok pas alan, müsait pozisyon bulan bir oyuncu daha yok.. Buna karşın kaçırdıkları attıklarından fazla.. Pavlyuchenko çok şık vurduğu şutta direğe takılmasa, bulduğu pozisyonların tümünde cömert davranmasa 5 veya 6 -1 Rusya lehine bitebilirdi bu maç.. S.S.C.B ekolü ve Total futbol ekolünün geri dönüşlerini müjdeliyor bu turnuva demiştik.. Total futbol 3 maç dayanabildi ama bir zamanların fırtına S.S.C.B'si nostaljik bir figür olarak geçirdiği uzun yılları geride bırakıp yeniden ayakta alkışlanan bir takımla geri döndü..Hollanda'da Van Bronckhorst, de Jong,turnuvada en beğendiğim oyunculardan birisi olan bu gece hayal kırıklığı yaratan Engelaar, Kuyt, Van der Vaart,Van Persie kısacası sonradan oyuna giren veya ilk 11 de başlayan tüm oyuncular kötüydü resmen kapasitelerinin altında oynadılar... Van der Sar'a üzülmemek elde değil.. Belkide son büyük uluslararası turnuvasında çok iyi bir performans göstermesine bu gece bile çok net 2-3 pozisyon çıkartmasına rağmen yine final yüzü göremedi.. Rusya ve Türkiye turnuvanın bomba iki takımı.. Arshavin ve Arda Euro-2008'in en büyük iki yıldızı.. Türkiye vs Rusya finali geçiyor içimden.. Neden olmasın ? yakışır.. Hemde çok yakışır..Güzel futbola ve Arshavin'e Nazdıravya...
22 Haziran 2008 Pazar
Arshavin Fenomeni , Rusya Yarı Finalde
Etiketler:
Futbol
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder