29 Haziran 2008 Pazar

Gece ve Şehir Notları

#Sahalarda Görmek İstediğimiz Hareketler Hamle II - Futbol Müzikleri Gecesi; Tan Morgül ve Barış Karacasu kaptanlığında, Tünel Leyla'da gerçekleştirildi.. Cihangir'den taşındıkdan sonra Leyla pek ferah havasına ve müdavimlerinin oluşturduğu aile ortamına karşın sanki eksilmiş bir tarafı yarım kalmış gibi geliyordu bana, öyle değilmiş.. Dün gece Plazma'da futbol belgeselleri, kısa futbol filmleri , Barış Karacasu ve Tan Morgül'ün binbir emekle , kılı kırk yararak, deliye posteki saydırırcasına arayıp bulduğu ve futbol aşıkları için hazırladığı orjinal futbol kayıtları, maç anlatıları, eski arşivler, Abidin Dino'nun yönetmenliğini yaptığı ve Türkiye'de ilk defa gösterilen 1966 dünya kupası belgeseli eşliğinde yaşanan görsel ve işitsel futbol ziyafeti futbol ve müzik dolu bir gece yaşattı bizlere, etkinlik Leyla'nın ruhuna ruh kattı.. Mekanın girişine asılan St.Pauli-Celtic orjinal atkısı, Liverpool formaları,Futbol T-shirtleri,St.Pauli,Celtic,Türkiye tribünleri,Türkiye'de İnternet ve futbol konulu tartışmalar,Fanzin alemlerine dair mavralarla dolu ufak toplantılar,her bakımdan verimli bir sohbet ve fikir alışverişi ortamı oluşturdu bu organizasyon.. Bunun bir ilk olarak gerçekleştirilmesi gelecekte gelişerek büyüyecek olan bir serininde sinylidir umarız..Bu ekipten hiç kesilmeyen bir üretimle, süreklilik bekliyoruz, umut ediyoruz.. Menüde neler yoktu ki; Manu Negra – Santa Maradona, Don Fardon – Belfast Boy, Die Prinzen - Olli Kahn... Batracios – Futbol, Five – Keep On Moving, Maryla Rodowicz – Futbol, Three Lions – Football is coming Home... Urfalı Babi – Bastır Ankaragücü, Kutlu Payaslı – Eskişehirspor Marşý, Yıldırım Gürses – Son Maç, Tanju Okan, Dolmuş Maça... 1860 München, Atletico De Madrid, Boca Juniors, Celtic, Dinamo Kiev, Dinamo Tiflis, Fiorentina, Real Sociedad, St. Pauli, Vaduz ve daha nicelerini dinlerken hayatımızın en güzel futbol ve bira keyfi akşamlarından birisine ev sahipliği yaptı Tünel... Cumartesi gecemize anlam katan futbol aşıklarına , açık radyo libero kültünün fenomeni Tan Morgül'e, Barış Karacasu'ya , sohbetleriyle renk katan ve o güzel sohbeti bizlerden esirgemeyen Bağış Erten ile İletişim yayınlarının cefakar dinamosu , şekerspor çelik çekirdek Kıvanç Koçak üstada sevgilerle...

#Uzun zamandır uğrayamadığım, bir dönem yaşam kolonimiz haline gelen, masalarında klanlaştığımız, Beyoğlu James Joyce Irish Pub özletmişti kendisini..Mekan bu yazda; her gece ayrı bir konseptle devam ediyor yoluna.. klasik folk, İrlanda müzikleri gecesi , çarşamba ve cumartesi gecelerine özel gruplar, klasik u2 clup canlı müzik akşamları ve nice zengin sürprizle hala beyoğlu insanlarının nevi şahsına münhasır yaşam alanı olmayı sürdürüyor...Kesintisiz biçimde sürdürülen ve artık mekanla özdeş hale gelen (ki bir Pub'un olmazsa olmazıdır) Canlı Rugby ve Futbol maçları yayınları aynı hızda devam etmekte.. Euro 2008 bu akşam sonlanırken final maçını izlemek için Pub ortamı arayanlara tavsiyedir..Turnuva bittikten sonrada Mekanda futbol bitmeyecekmiş.. Yaz boyunca Skysports'dan orjinal anlatımlı Premier League ve ada futbolu yayınlanmaya devam edecek.

#Life Roof; klimalarındaki sorunu çözsün artık..Küresel ısınıyoruz kardeşim.. İçersi cumartesi akşamları fuul çekerken merkezi klimanın etkisi nerdeyse sıfıra iniyor.. Çırılçıplak oturası geliyor insanın içerde..Capri ve incecik bir t-shirtle bile afaganlar basabiliyor sizi..Oysa mekan Pera'nın bir çok mekanının yaşadığı ara dönüşüm sürecindeki aşamayı krize girmeden başarıyla atlattı ve kitlesini kaybetmedi..Yeni işletmeciler, personel, barmaid ve barmenler eski sıcak havalarını korudular.. Bodyguard'ın tatlı dillisi makbuldür bu alemde, müşterinin halinden anlayanı, muhabbet edeni kasılmayanı makbüldür.. Uzun apaçi saçlarıyla Life'ın bodyguardı bu özelliklere sahip,bizde tayfa olarak bu nedenlerle tutuyoruz kapıdaki adamı.. Babür'ler işletmeciliği bıraktı, kapıdan bodyguard Volkan çekildi , mekan eski havasını kaybedebilir kuşkusuyla şöyle bir sarsıldı ama hem müzik kalitesi, hem çıkan grupların sahne performansı hala 10 numara.. Klima sorunu ve kalabalığın mekan içerisinde bir türlü sabit bir Location'a yerleşemeyerek saha sola savrulması hariç pek bir noksanı yoktu, ne zamandır uğramadığımız Life'ın.. İtiş kakış sorununa belki yeni bir dekorasyon alternatifi çözüm olabilir.. Sahnenin ve barın yerinin ufak değişikliklerle kaydırılması, orta kısımda daha fazla alan açılması gibi..

#Lale İşkembecisi; kelle paça sorununu çözmüş..Sabaha karşı alkol seanslarının üstüne ayılmak için her daim gittiğim mekanda, zaman zaman sadece işkembe buluyordum.. Damardan,Şırdan,Tuzlama her zaman ayrılmaz üçlüdür midemizde ayrı mesele ama Kelle Paça devirmeden rahat etmez benim bünyem.. Bu nedenle çorba içmeden çıktığım oluyordu Lale'den..Sorun çözülmüş, mekanda her saat kelle paça çorbası bulunabiliyor artık.. Etlerin taneleri yumruk kadar.. Tam sevdiğimiz gibi.. Çorba'mı içtik doyasıya etmi yedik anlamadık dün.. 2 tabak tepeleme çorba fiyatına karşın her türlü hakediyor övgüyü.. Porsiyonlar dolu dolu, malzemeden kaçmıyor Lale tıpkı Tuzlama konusunda Apik fenomeniyle yarışır hale gelerek haklı olarak elde ettiği şöhret gibi, sabah 04.30'da karar verdik ki ; kelle paça alanında da tekel olma yolunda ilerliyor Lale.. Markalaştıkça bozulan mekanlara inat, kalitesini kaybetmeden markalaşıyor..

#Mojo için duyduğumuz şikayetlerin ardı arkası kesilmiyor.. Mekanın işletmecileri çalışanlarına, Bodyguard'larda tavırlarına dikkat etmediği sürece, kalitesine ve canlı müzik konusunda artık oluşturmaya başladığı ekolüne karşın, müdavim kaybetmeye devam edecek gibi gözüküyor Mojo..

# Pera mekanları fikse bağlamış durumda tarifelerini.. Cumartesi mahşeri kalabalıkta, yanınızda York Shire düşesi bile olsa, Live Müzik atraksiyonların tümü için (belirli bir kalite standartı olan mekanlarda) giriş 15 YTL.. Klasik ufak kuponla alacağınız biranıza ve yerli içkinize, Miller, Corona, Budweiser dahil değil..

# Sabırtaşı içli köftecisi; işi iyice ticarete döktükten sonra, markalaşmayı adam kazıklamakla bir tutar olmuş..Kaburga sofrasının alt katına kendi lokantalarını açtılar yetmedi hala yol ortasında devam ediyorlar köfte satmaya.. Eyvallah lezzet 10 numara bizde çok seviyoruz içli köfte meretini ama, fiyat biraz ayıp olmuyor mu? 5 liraya 1 tane köfte satcaklar nerdeyse.. Ulan develide, beytide içli köfte yesek aynı hesaba gelcek nerdeyse.. Sokak ortasında kaldırıma çökmüş köfe yiyoruz 3 küsür lira veriyoruz.. Benim gibi 5 tane yiyen anormal mideli insanlar için 2 bira parasına denk gelir ki , Cumartesi akşamı Pera'da bira her daim daha önemlidir içli köftedir..

5 yorum:

Adsız dedi ki...

yine düşmüşün yollara:)

Adsız dedi ki...

esas yollara düşme hali ''ligler başlayınca'' can bulacak.. Yollar bize memleket..

Adsız dedi ki...

şehirle ilgili daha sık yaz böyle yazılar tat veriyo bloga cumartesi güsel gezmişin bu şehirde gazteye iki kere haber olan mekanlar hemen bozuyolar kendini içli köfte hikayeside bunun sonucudur

Adsız dedi ki...

tan morgülü radyo günlerinden beri takip etmeme rağmen yine kaçırdım futbol müziklerini :( tatile çıkcak zamanı bulduk anasını satayım

Adsız dedi ki...

sokak kültürünün en güzide parçalarından ve belkli de temel taşı durumunda olan futbolun bu derece ülkemiz adına alışkın olunmadık bir şekilde sergileniş marjinalitesini izleyip bunu aktaran herkesin ömürleri boyunca büyük bir değer kazanımı olacak.. ne güzel!..