choose life. choose a job. choose a career. choose a family. choose a fucking big television. choose washing machines, cars, compact disc players and electrical tin openers. choose diy and wondering who the fuck you are on a sunday morning. choose sitting on that couch watching mind-numbing, spirit crushing game shows,nothing more than an embarrassment to the selfish, fucked up brats you spawned to replace yourself. choose a future. choose life... but why would i want to do a thing like that?
Şu pubculture evladımıda yuvaladığım blogspot mekanizmasında ''sonraki blog'' diye bir seçenek var ya.. Bloglar arasında gezinirken, youtube geleneksel kapatma haftalarından birini kutlarken, cumartesi sabahı ameliyat olmuşken , doktorun sigara ve içkiyi azalt , kilo ver evladım uyarıları eşliğinde her sabah iğneyi , akşam tentürdiyot aromalı pansumanı, günde iki defa ağrı kesici ve antibiyotiki yerken , sözlük mözlük bu sıcakta çekilmezken, ligler tatile girmiş ve avrupa futbol şampiyonası henüz başlamamışken, pazartesiye kadar raporlu olduğum için işe gidemiyorken, hava yapış yapış sıcakken , oyken , buyken, şuyken, oryuken, aduket, derken canım fena sıkılıyor evde..Desti izdivaç falan izleyen biri olsam sıkılmazdı belki.. Ama televizyonla ilişkim sadece futbol, basketbol ve sabahın köründe yayınlanan sinema filmleriyle, crime investigations kanalındaki seri katil belgesellerinden ibaret.Böyle olunca hal vaziyet; canım sıkıldıkça sonraki blog seçeneğine tıklayıp ne yapıyor yerküredeki milyonlarca insan, benimde dahil olduğum bu blogspot manyaklığı furyasında diye merak eder oldum internet aleminde.. Karşılaştığım başlık aynen yukarıya yazdığım gibi. Japonca'mı, Çince'mi,Kore dilimi bilemiyorum. Uzakdoğuyla ilişkim ninja filmleri, geyşalar ve suşiden ibaret. Uzun lafın kısası elalem her telden çalıyor işte. Biz burda durmadan futbola kafa patlatıp, sinema üzerine karalayıp arada ona buna değiniyoruz. Çok lazımmış gibi futbol ağırlıklı her telden blog kıvamında takılıyoruz, vakit geçiyor işte rahatlama oluyor, okuyan dostlar sağolsun bloguma karşı benim kadar gaddar değiller, entel kuntel yönetmen kıvamında söyleyip klişenin dibine vurmam gerekirse ''çok olumlu eleştiriler alıyorum'' blog hakkında.. Her neyse yukarıya yazdığım başlıktaki uzakdoğuca (bu ne demekse) blogda bir cam sanatçısı ve figür yapımcısı, maket koleksiyoncusu , her neyse işte ama belliki sanatçı bu arkadaş, dolma kalem bile tasarlamış adam. Evde oturup dolma kalem yapacak zamanı bulabilen insanlar var dünyada..Biz ofis ortamında kapitalizme kölelik ederken sıçacak vakti bulamıyoruz birader.Tebrik etmek lazım.hiçbir yorum yapmadan origami benzeri sanatsal ürünlerinide sergilemiş, ismini okuyamadığım blogun sahibi , home office kıvamında hazırlayıp bunları vermiş digital makinenin kadrajını çalışmalarına ve açmış blogu üzerinden paylaşımlara, fiberoptik kablo alemlerine..Bak iyide yapmış ta Türkiye'den adamın bir kelimesini bile anlayamadığım bloguna ulaştım , belimde ameliyatın izleri, oksijenli su ve sargı bezleriyle.. Ben hala ;ronaldo peşinde koşadurayım, elalem interneti üretim için kullansın. Herkes hayat denen tragedyanın farklı bir yönünden zevk alıyor, kendine farklı bir takıntı buluyor işte.Saplantılarımız, tutkularımız içinde yuvarlanıp gidiyoruz, bolca köşeli olmaya çalışarak. Herkes bir yerlerinden tutuyor veya tutamıyor işte hayat denen kol böreğini..Yukarıya blog sahibinin tasarladığı iki çalışmanın fotosunu koydum. Neden balkabağı yaptığını hala anlamayarak. Dolma kalemleri beğendim ama mail yoluyla isteyeceğim , kargo ücreti benden.
"Hayat futbola fena halde benzer. futbol şahsi beceri gerektirir değişmez..O da ayrı konu.Ama aynı zamanda da toplu oynanan,yani;insanların bir takım halinde oynadığı bir oyundur. Hayat da böyle değil mi? İstediğin kadar yetenekli ol.İyi bir takımın yoksa havagazı.Mantarlarsın.Hayat futbola fena halde benzer;4 doğru pas %90 goldür.''
Futbol maçı olduğunda bütün işleri iptal etmemin sonsuza kadar süremeyeceğini biliyordum. Ama maç olduğu günler başka bir iş asla düşünmem..Kadınlar size ihanet edebilir ama futbol size asla ihanet etmez.. ileride bir gün mutlaka oğlumun mezuniyeti, kızımin balosu gibi elzem şeyler Futbol maçına denk gelecekti ve ben ikisi arasında seçim yapmak zorunda kalacaktım... 2025 yılında oğlumun ya da kızımın, psikiyatristin koltuğuna uzanmiş "babam futbolu bana tercih etti" dediğini görebiliyorum..
Bill Shankly
''Some people think football is a matter of life and death. I assure you, it's much more serious than that.”
“Football is a whole skill to itself. A whole world. A whole universe to itself. Me love it because you have to be skilful to play it! Freedom! Football is freedom.” (Bob Marley- 1979)”
Ahlaka dair ne biliyorsam bunu futbola borçluyum. Çünkü top hiçbir zaman beklediğim köşeden gelmedi.
Pele is Good But George BEST
'' I used to go missing a lot...Miss Canada, Miss United Kingdom, Miss World. ''
Sonraları kadınlara nasıl aşık olduysam, futbola da öyle aşık oldum: Ansızın, açıklanamaz bir şekilde, üzerine kafa yormadan, getireceği acı ve kafa karışıklığını bir nebze bile düşünmeden..
El Diego
''I felt like Jack Nicholson in One Flew Over the Cuckoo's Nest.''
Johan Cruyff
"Football is simple. But the hardest thing is to play football in a simple way."
Marco Van Basten
“The passing away of the grand old man of the training camp, the father of Dutch football, is an enormous loss for the football world.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder