7 Temmuz 2008 Pazartesi

Tatar Ramazan Üzerine

''Tatar Ramazan, 700 kasaba, 70 vilayet, 7 düvelde nam saldı'' sözleriyle başlar herşey... Sinema yazmaya devam edelim bugün.. Aradan bir asır geçse bile, karşılaşıldığı zaman yüzbin defa tekrar tekrar kendisini izlettirmeyi başaran filmler vardır.. Bu tip filmlerde olay örgüsü çok yönlü olduğu için, düşünmeyi bilen ve izlediğiyle yetinmeyerek beyaz perdenin alt metinlerine gizlenmiş satır arası mesajların şifrelerini çözmeyi seven izleyici için bu tip filmler tekrar izlendikçe yeni bir bakış açısıyla yeniden keşfedilen filmlerdir.. Kendini tekrar etmeyen yenileyen filmler diyebiliriz bu tip klasikler için.. Türk sinemasında Tatar Ramazan kültü başı çeker benim şahsi sinema serüvenimin; ''ne zaman yakalansa bıkmadan seyredilen filmler'' lugatımda..
Gerçek bir hikayeden uyarlanan Tatar Ramazan'ın senaryosunu Safa Önal, yönetmenliğini Melih Gülgen ve müziklerini de Ahmet Kaya yapmıştır. 1980 yapımı olan filmin başrollerinde Kadir İnanır ve Esin Moralıoğlu vardır. Günümüzde rol kesmeye çalışanların, Kadir İnanır'dan oyunculuk dersi alması gereken film, benim için 2 bölümü de film değil başyapıttır aslında.. Hatta sadece Türkiye sineması için değil, dünya sinemasının tüm ekolleri içerisinde Yılmaz Güney'in Duvar filmiyle birlikte, hapishane gerçeğini ve hapishanelerin kendi içlerindeki işleyişini ; en sert , gerçekçi, yalın haliyle anlatan filmdir diyebilirim...Kadir İnanır'ın bu filmdeki oyunculugunu kendisinden sonra cekilen filmlerde delikanli rolune cikan tüm jönler taklit etmeye calismis ama basaramamislardir bu bakimdan turk sinemasinda kadir inanir tatar ramazan serileriyle oyunculukta kendi ekolunu kurmustur.Tatar Ramazan seriyle Abdurrahman Çavuş rolüyle rahmetli Hayati Hamzaoğlu ve serinin ilk bölümünde koğuş ağasını canlandıran Yaman Okay tıpkı Kadir İnanır gibi oyunculuğun kitabını yazmışlar ve karakter oyuncusu nasıl olmalıdır ? konulu sinema derslerinde tez konusu olmuşlardır.. Bugün Prison Break alemi bu kadar heyecanlandırırken yıllar önce bizzat içimizden çıkan bir hikaye ile çok daha gerçekçisi çekilmiştir bu topraklarda hapishane öykülerinin...
Özünde; Tatar Ramazan bu düzeni değiştirmek için ne kadar savaşırsa savaşsın eninde sonunda ; içerdeki garibanı, paryayı, aç bilaç gezen kumar ve esrar batağına düşmüş sahipsiz mahkumu ezecek yeni birileri mutlaka gelir, Ramazan sürgün sürgün gezerken , düzen kendi içerisinde giden ağaların, kısım çavuşlarının, ezenlerin yerine başka ağalar, kısım çavuşları, ezenler bulmakta zorlanmaz, ama Ramazan namı 7 düvelde yayılmış olsa bile girdiği mapus damlarında kendisine sunulan rahat fırsatları hep elinin tersiyle iter, bu ağa düzenine dayanır, mapus damındaki köroğlu olur. Filmin kurgusunu bu düzlemde ele alarak mevzuyu kaçırmamak gerekir , filmde güçlülerin düzeni, egemenlerin dünyası yer ile yeksan edilmektedir.. Ramazan ; ''devlet devletse herkesin devleti olacak, herkese eşit davranacak'' derken de , ''Abdurahman Çavuş'u dışarı salan gardiyana ; - ulan biz mahkumsak o pezevenkde mahkum bu kapıyı açmayacaksın'' derken de, dışarda filmin unutulmaz karakterlerinden birisi olan Kirmastılı'dan emaneti alırken ; - ben hasmıma bir defa bıçak sokarım çünkü ikinciyi vurmam, bana öyle bir bıçak yapki hasmımın içinde dönmesin'' derken de, hep bu düzenin ezilenleri için, mapus damında kendini feda eden donkişottur.
-Selam kader arkadaşlarım, selam yarenler, selam çile yoldaşlarım diyerek mapus damlarını gezerken, aslında bir hapishane fenomeni olmakdan öte, bir gariban babasıdır, mapus duvarında yazan mevlana sözüde dikkatli izleyiciler için ''ne elbiseler gördüm içinde insan yok, ne insanlar gördüm içinde elbise yok'' nüansı , mapusda başların ayak, ayakların baş olmasının gerçeğini sunar bizlere ve tabiki kumar postasının dağıtılması, uyuşturucu satanların ramazan tarafından vurulması boşa değildir, ramazan devletin devlet olamadığı yerde adaleti sağlayan kişidir , oranın devleti, hakimi, kadısıdır aslında, ama devlet yargılaması gereken koğuş ağalarını yargılamak yerine daima Ramazan'ı sürgüne gönderir. 1. bölümde rahmetli yaman okay'a tokat vurduğu sahne unutulmazlar arasındadır, tıpkı elinde saz şu dağlarda kar olsaydım türkü söylediği anlardaki gibi. meraklısına not: koğuş yoklamasında Ahmet Kaya ismi geçer, ve filmdeki türküleri Ahmet Kaya söyler. Velhasıl ''umudumuz Ramazan..''

Replikas:

- Ben köpeği bile aşağılamam, Allah yaratmış. Ama insanların köpekleşmesi beni çıldırtır.

- İnsan bunca zulüm, bunca haksızlık görürde rahat yatabilir mi? O zaman ben de ortaya fırlarım ve adama dur derim. Devlet adil olduğu sürece güçlüdür, hükümet adamları kanun çerçevesinde kaldıkları sürece sözleri geçerlidir.

- Beni resimlerde gördüğünüz mahkumlarla karıştırıyosunuz galiba müdür bey. Benim adım Tatar Ramazan ben bu oyunu bozarım!

5 yorum:

Adsız dedi ki...

sinemayla ilgili daha çok yazman dileğiyle bu konudaki yazılarında futbol yazıları gibi başarılı tatar ramazan bir klasiktir bir filmden öte bir duruştur

Adsız dedi ki...

ramazanı oynayan kadir inanır oscarı haketmiştir

Adsız dedi ki...

"dayılar, dürzüler ve sevgili arkadaşlar!!"
"yanar döner adamsın kirmastılı ağa!"
"benim adım tatar ramazan, kolaysa gel de alsana!!!!"

Adsız dedi ki...

biz kazana kan koyup kaynatır, bıçağımızla karıştırırız!

bence en baba replik budur filmde

Adsız dedi ki...

kadir inanır selvi boylum al yazmalım filmidir benim için türkan şorayla birlikte her defasında ağlatırlar beni tatar ramazan kadir inanırıda çok sever herkes kadirizm dedikleri şey bu filmde ortaya çıkmış gibidir