7 Temmuz 2008 Pazartesi

Hasan Doğan'ın Zamansız Gidişi

''Her ölüm erken ölümdür'' elbet.. Bu biraz daha erken oldu..Bazı ölümler vardır, bir gün herkesin öleceğini bunun hayatın en somut gerçeği olduğunu bilen bizleri bir türlü kendine inandıramaz..Bir pazar sabahı kahvaltı keyfi için yudumlanan çay arasına sıkışan büyük puntolu siyah fona yazılmış gazete başlıklarında öğreniriz o şoke edici ölümleri..Hasan Doğan'ın ölümüde belki hafızalarımızda daha dün yaşanmış gibi sıcak duran, euro 2008 görüntüleri nedeniyle şaka gibi geldi bizlere.. - yok olamaz , - nasıl olur yahu? nidalarıyla karşıladık haberi.. Ama gerçekti.. Göreve siyasi atamayla geldiği için başlarda soğuk bakmıştım Hasan Doğan'a..Futbol dışında kendi iş hayatının ve politik bağlantılarının çok uzağında, ayrı kutuplarda yaşadığım bir insandı kendisi ancak bizi ilgilendiren futbola sağladığı, sağlamaya çalıştığı fayda olmalıydı..Bu düşüncülerle beklemeye başlamıştık Hasan Doğan federasyonunu.. Bazı insanları tanıdıkça, anladıkça, anlamaya çalıştıkça, dinledikçe,ne yapmak istediğini empati kurarak çözümleye uğraştıkça seversiniz, ısınırsınız..Zaman hayatın bir sağlamasını yapar ve o insanı size kazandırır..Hasan Doğan zamanın bizlere kazandırdığı bir futbol insanıydı.. Hasan Doğan göreve geliş şeklini işine, hizmetlerine karıştırmadan, sergilediği duruşla ayrı bir noktada yer edinmeye başlamıştı kısacık federasyon başkanlığı döneminde.. Şubat ayından bugüne kadar yaptıklarını, yapmak istediklerini, amatör futbola, alt yapıya ayırdığı zamanı, özerk federasyonun gelişimi ihtiyaç duyulan şeffaf ve hesap verebilir bir mali yapıya kavuşabilme çabasını , ''sokaktaki her çocuk futbol oynayabilmeli '' diyerek pratiğe döktüğü projelerini euro-2008 sürecinde konuk olduğu programlarda dinleyip, Türk futbolunun geleceğine umutla bakmaya başlamıştık.. Tüm kesimleri uzlaştıran, barıştırmaya çalışan, somut ve objektif adımlar atan bu işe ciddi mesai harcayan bir futbol aşığıydı Hasan Doğan.. Bu ülke Euro - 2008'de Ulusal takımın her golünde eşiyle havalara uçup, bizler kadar samimi, net, doğal ve içten sevinen bu adama alışmış, sevmeye başlamış, isminin üzerinde uzlaşmıştı.. Hayat ne garip ki unutulmaz Türkiye vs Hırvatistan Euro 2008 çeyrek final maçından sonra '' bu maçı atlatan check up yaptırmış sayılır bu maçların heyecanına dayananın kalbi sağlamdır artık kolay kolay ölmez'' diyerek nüktedan bir şekilde takımın yaşattığı futbol tutkusundan bahsediyordu kendisi.. Şimdi yapılması gereken projeleri devam ettirmek, alt yapıya, amatör futbola, yetişecek futbolculara, mali yapıya, özerkliğe , kazanılan ivmeye, olumlu gidişata, uzun vadeli sistemli büyüme planına bağlı kalarak, yakalanan olumlu havayı kaybetmeden Türkiye futbolunun kalite eşiğini yükseltmeye devam etmektir.. 90 dakikalık bir mücadeleydi Bodrum özel hastanesinde yaşanan, Hasan Doğan maçı uzatmalara bırakmadan zamansız çaldı bitiş düdüğünü, kazanan bu sefer ölüm oldu..

Hiç yorum yok: